Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Yüce, "24 Mart Dünya Tüberküloz Günü" nedeniyle yaptığı açıklamada, hastalığın 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekti.
Profesör Yüce, dünyanın en
eski hastalığı olan tüberkülozdan yılda 1.7 milyon kişinin hayatını
kaybettiğini ve bunun 0.4 milyonunu HIV pozitif kişilerin oluşturduğunu
belirtti. Profesör Yüce, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2010 yılı verilerine
göre, yılda 9.4 milyon yeni olgunun bildirildiğini, bunun yüzde 35'ini de
kadınların oluşturduğunu ifade etti. Prof.Dr. Yüce, dünyada tüberkülozun en
yaygın olduğu bölgenin yüzde 55 ile Asya Kıtası olduğunu, en yaygın görüldüğü
ilk beş ülke sıralamasında Hindistan, Çin, Güney Afrika, Endonezya ve
Nijerya'nın yer aldığını belirterek şöyle konuştu: "Türkiye'de Dünya
Sağlık Örgütü'nün 2010 verilerine göre yılda 15.183 yeni olgu bildirilmekte,
bunların 879'u 15 yaş altı çocuklar, 581'i ise HIV ile enfekte kişilerdir.
Tüberküloz hastalarının büyük çoğu genç yaşta (15-59 yaş grubu) olduğu
görülmektedir."
Tüberküloz tedavisinde kullanılan az sayıda etkili ilaç olduğunu anlatan Yüce,
sözlerine şöyle devam etti: "Yeni olgularda tedavi başarısı oldukça yüksek
olup hastalığın eradike edilmesinde erken tanı ve düzenli tedavi çok önemlidir.
Ancak düzenli tedavi yapılamazsa direnç kazanmış bakterilerle oluşan çoğul
ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) olguları ortaya çıkar ki bu kişiler toplum
için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Ülkemizdeki ÇİD-TB oranının yüksek
olması, uygulanmakta olan tüberküloz kontrol programlarının Dünya Sağlık Örğütü
hedeflerine ulaşılmasında yetersiz kaldığını düşündürmektedir. Son yıllarda dünyada
az sayıda yaygın ilaç dirençli (YİD-TB) olguları da bildirilmeye başlanmıştır.
Mart 2010 itibariyle tüm dünyada 58 ülkeden en az bir yaygın ilaç dirençli olgu
bildirilmiş olup, önümüzdeki yıllarda yaygın ilaç dirençli vakaların sayısının
yıllık 25 binlere varacağı düşünülmektedir. Ülkemizde de az sayıda YİD-TB
olguları bildirilmeye başlanmıştır."
Tüberkülozdan korunma ve kontrolünde aşı çalışmalarının devam ettiğini anlatan
Profesör Yüce, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halen kullanılmakta olan BCG
aşısına alternatif olarak 200'den fazla yeni aşı adayı geliştirilmiş, 11 yeni
aşı adayında klinik çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı Verem
Savaş Daire Başkanlığı (VSDB) koordinasyonu ile sürdürülen Ulusal Tüberküloz
Kontrol Programı (UTP) kapsamında Tüberküloz olgularının tanımlanması, takibi
ve ülke düzeyinde ilaç direncinin belirlenebilmesi için 'İlaç direnci sürveyans
sisteminin kurulması planlanmış ve 2012 yılı itibarı ile 'Ulusal Antitüberküloz
İlaç Direnci Laboratuvar Sürveyans Ağı' pilot çalışmaları kapsamında öncelikli
olarak Ankara ve İstanbul illerinde laboratuvarlar arası standardizasyonun
sağlanmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır."