5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü idi… 5 Aralık 1934 tarihinde “Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı” veren yasanın kabulü ile her yıl “Kadın Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Peki ülkemizde kadınlarımız bu haklarından yeterince yararlanabiliyorlar mı? Türkiye'de bundan tam 10 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşan kadınlarımız, bugün bu oranın neredeyse yarısı kadar (yüzde14,8) mecliste temsil ediliyor.Türkiye'de kadının her alanda güçlenmesini savunuyor; sadece ekonomik alanda değil, siyasi alanda da kadınların etkin rol üstlenmesinin ülkenin geleceği ve refahı için bir zorunluluk olduğuna ve kadın temsiliyetinin öncelikli olarak karar verici pozisyonlarda sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
Atatürk'ün Türk toplumunu yüceltme çabaları doğrultusunda, gelenekçi tutumu ortadan kaldırarak yenileşme arayışı içinde, çağın gereğine uygun kurumları, örgütleri yerleştirmek çabasıyla yaptığı inkılaplar, yeni neslin bu çizgide yetişmesi amacını taşıyordu. Bu nesil Türkiye Cumhuriyetini geleceğe taşıyacaktı. Nitekim Atatürk, yeni neslin yetişmesi ve eğitiminde birinci derecede rol oynayan Türk toplumunun temeli kabul ettiği aileye ve ailenin de direği olarak gördüğü Türk kadınına çok büyük önem vermiştir. Özellikle hukuk alanında kadınlara geniş haklar tanımıştır. Atatürk, 1923 yılında"...şuna inanmak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir" ya da ''...toplumun başarısızlığının asıl sebebi kadınlara karşı olan bilgisizlikten ileri gelir, bir toplumun bir organı faaliyette iken diğer bir organı işlemez ise o toplum felç olur" derken bu yaklaşımını dile getirmektedir. Bu hedef için önemli bir başlangıç olarak 1924 yılında yürürlüğe konulan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim merkezileştirilmiş, aynı zamanda kızlarımıza ilkokul, ortaokul ve yüksekokul öğreniminin kapıları açılmıştır. Bunun anlamı cinsiyet ayrımı gözetilmeden eğitimde eşitlik olanağının yaratılmasıdır… Kadın Hakları konusu insan hakları kavramı çerçevesinde ele alınmalıdır. Ancak insan haklarına ilişkin değerlendirmeler tek başına kadın haklarının özgünlüğünü karşılamaya yetmemektedir. Kadın haklarının toplumsal yapı, aile ve iktidar ilişkileri açısından yeniden yapılandırılması gerekir. Her ne kadar birçok ülkelerde kadın ve erkek anayasal olarak eşit haklara sahip olsalar da, tıpkı diğer ülkelerdeki gibi Türkiye'de de rakamlar kadınların işgücü ve eğitim alanlarında erkeklerden daha az hak ve olanağa sahip olduğunu gösteriyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner72