Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2012 Nüfus Sayımı Sonuçları'na göre,  İstanbul'da ikamet eden nüfus bir önceki yıla göre yüzde 1,7 artış gösterdi. Türkiye nüfusunun yüzde 18,3'ünün ikamet ettiği İstanbul, 13 milyon 854 bin 740 kişi ile en çok nüfusa sahip il oldu. İstanbul'un içinde Anadolu'nun birtakım yerleşim merkezlerinin kopyaları, ikizleri oluşuyor. Ve bu insanların çoğunun İstanbul kentinin merkeziyle, ne iş, ne de sosyal yönden hiçbir alışverişi yok. 
Coğrafi olarak İstanbul'da yaşıyorlar, ama zihnen halen İstanbul'da yaşamıyorlar. Zihnen ve kültürel olarak sosyal alışkanlıkları, bırakınız İstanbullu olmayı, bir büyük kentli alışkanlığı bile değil. Dolayısıyla Türkiye'de kentleşme var, ama kentlileşme yok. 
Buna karşılık İstanbul'un yerli kültürünü özümsemişler arasında da, müthiş bir çağdaş metropol yaşam biçimine yöneliş var. Burada kentin içinde müthiş bir ikilikten, birbirinden habersiz grupların arasında sosyolojik bir duvar örülmüş bir megakentten söz ediyoruz.
İstanbul’da evi kira,1 çocuk sahibi kişinin eğer eşi de çalışmıyorsa minimum 1.500 YTL olması gerekiyor maaşının. Bundan çok daha az aylık gelir elde ettiği halde yaşayabilen insanlar vardır İstanbul’da. Hayret etmemek elde değil… İstanbul'da hayat çok pahalı… Ulaşım, gerçekten ciddi bir problem. Güvenlik problemleri. Duyarsız vatandaşlar. Halkı her fırsatta kandırmaya çalışan, özellikle yabancı ise bunda ısrar eden esnaf tipi. (Tümü değil tabii ki).
Halkımızın şehirde yaşama kültürünün diğer şehirler gibi burada da TAM oturamamış olması. Birden bastıran ani yağışla oluşan sel felaketi sonrasında sulara gömülen arabanızın tavanında yan arabanın sürücüsüyle viski tokuşturup kurtarılmayı beklemenin vereceği dayanılmaz hazzı İstanbul’da yaşanır.  Camdan cama dolmuşlar arası bozuk para transferini dehşetle seyreden zavallı turistlerin yüzündeki ifade İstanbul’da yaşanır. 
Gideceğiniz veya şanssız bir biçimde çıkışına denk geleceğiniz bir derbi maç sonrası biber gazının mis kokusu, tazyikli suyun masaj etkisi ve kovalanmanın adrenalini İstanbul’da yaşanır. Bindiğiniz minibüsün şoförü tükürmek için kapıyı açtığı sırada araç bir tümseğe denk gelebilir ve şoförü ardınızda bırakabilirsiniz. 
Anadolu yakasında oturup Avrupa yakasında çalışmak veya tam tersini yaparak şehrimizden alacağınız zevki arttırabilirsiniz. İki yaka arasındaki ulaşımınızı kendi aracınızı kullanarak yaparsanız alacağınız zevk katlanarak artacaktır. Hele ki yağmurda, dahası karda kıyamette buna devam ederseniz eğlencenin doruklarına ulaşırsınız. Yağmurlu havalarda acaba hangi kaldırım taşına basarsam paçayı, çorabı, sandaleti, süet ayakkabıyı veya uzun eteği sefil etmem bulmacasını hızla çözme çabasının vereceği tatmini İstanbul’da yaşayanlar bilir. 
Vapur, metrobüs, metro, otobüs, boğaz motoru gibi ulaşım araçlarına son dakikada uçarak binmenin verdiği müthiş tatmin duygusu İstanbul’da yaşanır. 
Sonuç olarak İstanbul’a yerleşmek isteyen, nasılsa bir iş bulurum umuduyla yerini yurdunu bırakacak kişilere tavsiye: Sakın ha gelmeyin!
Şehrin ışıkları uzaktan çok güzel ve çekici görünebilir. Ancak burada yaşam, o magazin programlarında gösterilenler gibi değil. Gerçekler bambaşka. kendi memleketin her yerden daha güzel. Orda çalış kazan. İstanbul’a da tarihi güzellikleri görmeye, boğaz turu yapmaya, eğlenmeye gel mümkünse! Kaldırabileceğinden daha fazla nüfusa maruz kalmasının yanında yerel yönetimlerin basiretsizliği İstanbul'u bu hale getirmiştir.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.