Televizyonlarda saçma sapan yarışma adlı programlar ve evlenme programları devam ediyor. 2 aylık yaz tatili ardından başlayan evlenme programları yine izleyenleri çileden çıkarıyor. Daha önce evlenip gidenler bakmışınız geri gelmiş. Gelecekleri de belliydi zaten. Çünkü o ekrana çıkan kadın-erkek evlenme adaylarından ne köy olur ne kasaba…
Bunlar, ‘günlerimi nasıl geçiririm, birini bırakıp diğerine sarkarım’ düşüncesinde. Bazı bayan adaylar da ekrana çıkıp kah şarkı söyleyip kah dans edip şarlatanlık yaparak belki bir yerlere kapağı atarım hevesinde… Kadın gelin adayları, istekleri sorulduğunda, zengin, yakışıklı, çok iyi meslekli olmasını istiyor. Erkek damat adayları da yaşlı bile olsa, genç, manken gibi, iyi mesleği olan ve de çalışan gelin istiyor.
Bulundukları kentlerde kendilerine eş bulamamış, kimisi 2,3 evlilik yapmış ama suçu hep eşine atmış kendisi masum kişiler… Kazara evlenip gidenler de bakıyorsunuz bir süre sonra cinayetle yargılanıyor… Ve de gelen adaylarını ‘elektrik alamadım’ diye geri çevirmeleri yok mu… Yahu erkek veya kadın ol, sen hiç aynaya bakıyor musun? Çevrende hiç mi evlenecek insan bulamadın.
Vardır mutlaka da Tv kanalında ye-iç yan gel yatma varken neden evinde oturasın… Bu programlar üniter aile yapısını da hiçe sayıyor. Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, zamanında bu programlar için,‘ midem bulanıyor’ demişti. % 100 haklıydı…
Evlenme programı hiçbir zaman topluma bir katkı sunmuyor… Aksine toplum yapısına tamamen ters. Kadın-kız- ve erkek adaylar günlerce, aylarca ve de yıllarca programın adeta tapusunu almış halde… Kadın erkekten, erkek kadından çok şey bekliyor. Hele yaşını başını almış erkek ve kadınlar yok mu? Sıkılmadan hala eş peşinde. Bazısı da kendinden 20-25 yaş küçük olmasını istemez mi… Bunları defedeceksin. O ahkam kesen, kendini Hollywood ktörü sanan genç damat adayları yok mu? Bu kadar yakışıklısınız, neden dışarıda bir kız bulamadınız?
Reyting deniyor da… Kanallar reytingi aklı başında, izleyene bir şeyler verebilen başka programlarda arasın... Program içersine alınan reklamlarla, her türlü çekilmez davranışlarla 2.5 saat ekranları parselleyen bu programlara çeki düzen vermek gerekiyor. Zaman zaman yapılan sözde tartışmalı kavgalar eğer reyting veriyorsa yapımcılara, olmaz olsun öyle reyting. Bu kişiler ekranlarda kendilerini rezil ettiklerinin farkında da değiller…
Zaten oraya gelmiş bu adaylardan normal davranışlar beklemek abes… Biraz sıkılmaları olsa zaten oraya çıkmazlar. Bir de ‘heyecanlıyım konuşamıyorum’ demezler mi… Adam 70 yaşını geçmiş, 40-45 yaşında kadın arıyor… 80’ine gelmiş hala aklı evlenmede. 20 yaşında, ondan da küçük kızların evlenmiş, hatta çocuğu bile olması ve de tekrar eş araması hiç de onaylanacak bir davranış değil…
Bu adaylardan kim evlenip de mutlu oluyor acaba? Bir-iki müstesnası vardır belki… Bu kadar cehalet içler acısı gerçekten. Neden bizim milletimiz televizyonda şaklabanlık yapmaya bu kadar hevesli. Hiç işleri yoksa, şimdi herkesin evinde internet mevcut. Oturup anket doldursunlar. Kitap okusunlar. Yeter ki bir çıkar uğruna kullanılmasınlar.
Toplumsal bir konu ve sosyolojik açıdan irdelenmesi gereken insanların gerçekleri görmesi gereken bir sorun… İnsanlarımız kötü demelerine rağmen birileri bu programları izliyor ve izlediği için bu kadar tutuluyor. En büyük sıkıntı bu. İlk olarak toplum olarak televizyon izleme kültürü oluşturmalıyız. Kendi çocuklarımızı kendi ellerimizle asimile etmeyelim…
