39 ilçesiyle birlikte yüz ölçümü 5 bin 313 kilometrekare olan İstanbul'da 1980'lerin başından bu yana sahillere dolgu alanlar yapıldı. 1980’lerin başından bu yana denizden alınan ve büyüklüğü altı kilometrekareye yaklaşan dolgu alanlar. 2000’den bu yana doldurulan alanların yüz ölçümü, 2.34 km2’lik Heybeliada’dan büyük. Konu hakkında konuşan Şehir Plancıları Odası ise bu durum için "Kent içinde yaratamadığımız yeşil alanlar ile koruyamadığımız sahil şeridini dolgu alanları yaparak telafi etmeye çalışıyoruz. Oysa Boğaz gibi eşsiz coğrafyaya sahip bir kentte, kıyıların doğal olarak korunması kent estetiğini artıran bir unsur olabilirdi" dedi.
Hürriyet'ten Banu Tuna'nın haberine göre, denizden kazanılan alanların doldurularak kullanıma açılması, İstanbul için yeni bir şey değil. 1980’li ve 90’lı yıllarda Ahırkapı-Bakırköy, Caddebostan-Pendik, Üsküdar-Harem sahilleri doldurularak yollar, rekreasyon alanları yapıldı. Yine 90’ların başında Avcılar sahili dolduruldu. Bu dönemde doğal kıyı çizgisi önemli ölçüde kaybedildi. Örneğin bugün denizden metrelerde içeride bulunan Salacak İskelesi ile Süreyyapaşa Bakireler Anıtı, artık eski filmlerde kalmış birer anı.
Kıyıların ekonomik sebeplerle sistematik olarak doldurulması, özellikle son 15 yılda büyük hız kazandı. Maltepe ve Yenikapı gibi bazı noktalarda müdahale o kadar büyük ki, bu tarihi şehrin haritası, uçaktan bakıldığında görünen manzarası dramatik biçimde değişime uğradı. Bu iki alanda yapılan dolgu çalışmalarının ortak noktası, her iki projede kullanılan dolgu malzemesinin İstanbul’da 2012’den bu yana süren kentsel dönüşüm ile ortaya çıkan hafriyat malzemesi olması.