Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, ‘Ümraniye Soruyor Başkan Yıldırım Cevaplıyor’ programında vatandaşların sosyal medya üzerinden yönelttiği soruları cevapladı. Koronavirüs salgını sürecinde Ümraniye Belediyesi’nin verdiği hizmetleri anlatan Başkan Yıldırım, başta dezenfekte çalışmaları olmak üzere bir çok konuya değindi.
Bir vatandaşın yardımların belirlenme şekli ile ilgili yönelttiği bir soruyu yanıtlayan Başkan Yıldırım, “Biz bu koronavirüs olmadan önce zaten belediyemiz olarak, Sosyal Yardımlaşma Vakfı’mız olarak elimizde donelerimiz vardı. Bize müracaat eden ihtiyaç sahibi insanlara zaten kart veriyoruz. O da bir ara 7 binin üzerindeydi 5 bin 446 aileye kadar düşürdük. Çünkü önceden işi varken işi bulduktan sonra bu sefer yardımdan düşmüş oluyor. Bunlar tek tek inceleniyor. Kira durumu, evi var mı, arabası var mı, ailede kaç kişi çalışıyor hepsinin kıstasları var. Onun için kimisi 150 lira alıyorsa çok ihtiyacı olan 300 lira alıyor. Bu kıstaslar hepsi bilgisayar ortamında tespit ediliyor. Zaten düğmeye bastığın zaman kimin üzerinde bina var, kimin üzerinde arsa var, kimin üzerinde araba var, devlet bunu biliyor zaten. Ondan dolayı kimse endişe etmesin. Bize müracaat eden herkes inceleniyor, istisnasız herkese yardım yapılıyor” şeklinde konuştu.
Bir vatandaşın yardımlar sırasında ayrımcılık yapılıyor iddiası üzerine Başkan Yıldırım şu cevabı verdi. “Bakın ben AK Partili bir belediye başkanıyım ama Ümraniye’nin belediye başkanıyım. AK Parti’den seçildim ama tüm Ümraniye’nin belediye başkanıyım. Böyle başkan olduktan sonra herhangi bir partinin belediye başkanı değilsin artık. Bütün Ümraniye’nin belediye başkanısın. 710 bin nüfusumuz var, 200 binin üzerinde hane var. Biz onların hepsine hizmeti eşit götürüyoruz. Yani şu sokak AK Parti sokağı diyebilir misin? Bu sokak CHP sokağı diyebilir misin? Bu sokak yok MHP sokağı diyebilir misin? Böyle bir şey olabilir mi. O sokakta her türlü fikirden arkadaşımız var, kardeşimiz var. CHP’lisi de var, AK Partilisi de var, MHP’lisi de var, başka partilisi de var. Biz kim ihtiyaç sahibi ise kıstasımız o. Öyle şu ayrım bu ayrım yaparak, cinsiyet ayrımı olmaz, böyle bir şey olmaz yani. Öyle bir şey bizim kitabımız da yer almaz. Zaten anlayışımız da olmadığı gibi bu suçtur yani.
Kimse bu işte siyaset yapmasın. Bunların hepsi algı operasyonu. Bu işin siyaseti olmaz, bu hizmet işi. Hele böyle bir hastalık anında, hele koronavirüs gibi bir salgının olduğu ortamda böyle bu işin siyaseti olmaz. Siyaseti yaparlarsa başka türlü yaparız. Onun siyaset dilini biliriz biz yani. Ama böyle şuna yardım ediyor, buna yardım ediyor, hakkımı helal etmem.. Evet yapıyorsam hakkını helal etmesin ama bize gelirse hakkını helal eder. Yapıyorsam hakkını benden alsın ama yapmıyorum ben.
Bizim arkadaşlarımız adil bir şekilde, herkesin ihtiyacına cevap verebilecek şekilde, hiç kimseyi ayırt etmeden şucu bucu diye.. Biz de yolda geçen birine, bırakın Ümraniye’yi dışarda yaşayan biri de gelse biz ona da yardım ederiz. İsmet Yıldırım olarak iddia ediyorum bizde ayrımcılık olmaz. Kesinlikle bizim kitabımız da böyle bir şey yok. Bir örf ve adetimizde olmaz, iki dinimizde böyle bir şey yok, üç ben Ümraniye’nin belediye başkanıyım. 710 bin nüfusa eşit muamele yapmak durumunda olan bir belediye başkanıyım.
Hatta özellikle CHP’li arkadaşlar getirdiler liste verdiler, listede tekerrür olanlar hariç, yirmi otuz tanesi hariç, alın gönderin verin dedik. Meclis üyesi arkadaşlarımız gönderdi. Başka partiden arkadaşlarımız gönderdi. Biz bütün partilerin, her yerin koronavirüsten dolayı dezenfeksiyonunu yapıyoruz, bütün binaları. Biz İSKİ binasını dezenfekte ediyoruz, İGDAŞ binasını yapıyoruz büyükşehir belediyesine bağlı olmasına rağmen. Niye? Kendi kamu kurumumuz. Burada hizmet veriyor. Öyle bir ayrımcılık olabilir mi. Kimse siyaseti belden aşağı yapmasın. Burdan da bir şey çıkarmasın. Vatandaş hakkını görüyor. Bizim şuan tespit ettiğimiz 20 bin aile var. Daha da varsa bize müracaat etsin. Hiç kimseyi erzaksız bırakmayız.”
