Ülkemizde hemen her gün meydana gelen akıl almaz kazalarda günahsız insanlarımız hayatlarını kaybediyor. Bunlardan biri de Beykoz’da yaşandı. Kurumuş, kesilmesi için işaretlenmiş asırlık ağaç devrilerek 2 kadının ölümüne yol açtı. Her kaza sonrası olduğu gibi bu kaza sonrasında da birtakım iddialarla birlikte bazı gerçekler de gün ışığına çıktı…
Beykoz Korusu’nda iki can alan kuru ağacın 6 kurum arasındaki yetki karmaşası nedeniyle kesilemediği ortaya çıktı. Orman Mühendisleri Odası, ölümlerin mevzuat belirsizliği yüzünden meydana geldiğini belirtti… Yapılan incelemelerde ağacın kuruduğu ve kökünden kırıldığı tespit edildi. Ancak ağacın kurumasına rağmen neden kesilmediği ise akıllarda soru işareti bıraktı.
Yaşanan kaza ağacın kesilmesinde 6 kurumun izninin alınmasında yaşanan yetki karmaşasını da ortaya çıkardı. Topu herkes birbirinin üzerine atmaya başladı… Bu ülkede gereksiz ve saçma sapan bürokrasi kuralları ne zaman kalkacak? 6 kurumun işe karıştığı bu ülkede 6 aydan önce bu işin içinden çıkamıyorsunuz. İşte bu yetki karmaşası 2 kişinin ölmesine, 2 kişinin de yaralanmasına sebep oluyor…
Bilindiği gibi okullarda öğrencilere ormanın yararlarını anlatır, orman şarkıları ile dersi renklendirir, ormanların korunması ile ilgili mini piyesler, gösteriler hazırlar, yurt sevgisinin ormanların korunması ile eşdeğer olduğunu öğrencilere benimsetir ve öğretirler… Son on dört yılda kesilen ağaçları, yakılan ormanları, yol uğruna yok edilen güzelim doğayı görünce insanın içi acıyor.
Şu iyi bilinmelidir ki; yol açmak için ormanları yok etmek dünyada uygar ülkelerde mümkün değildir. Ne yöneticileri ne de o ülke insanı böyle bir katliama seyirci kalmaz. Yüreğinde yurt sevgisi olan kişiler de seyirci kalamaz! Bununla ilgili bakan da görevinde oturamaz… Bakın 3. Köprü inşaatı için 5 milyon ağaç kesilecek deniyor ama bakanlıktan tepki yok… Olmaz kesemezsiniz! denmiyor.
Güzel yurdumuzun ormanları bitiriliyor ve hiç tepki yok. Saçma sapan açıklamalar, espriler… Kıyı şeritlerinde duble yol diye diye kesilen, yok edilen ormanlara ne demeli? Bu ormanlarda sadece ağaçların olmadığı, binlerce hayvanın evsiz, yurtsuz kaldığını da öğretememişler öğretmenleri. Ağaç türlerimiz yok oluyor! Dereler kurutuluyor… Göçmen kuşlar ülkemizi neredeyse kara listeye alacaklar…Kır çiçekleri küskün, kırgın, boyunlarını bükmüş ölümü bekliyorlar. Beykoz Riva’da hiçbir hastalığı olmayan 5-6 metrelik yüzlerce çam ağacı kesilerek yok ediliyor.
Bölgede yaşayan vatandaşlar deniz manzaralı bu çam ormanının kesilmesinin turizm adı altında birilerine peşkeş çekilmesinden endişe ediyor.. Çam ormanının kesildiği bölgenin yaban hayvanlarını en büyük göç yollarından biri olduğu ileri sürülüyor. Bölge avcıları, yıllardır avlandıkları katledilen bu çam ormanlarında yaban domuzu, karaca, sülün, tavşan ve hatta kekliklerin yaşadığını söylüyor. Çevreye duyarlı vatandaşlar yetkililerin bu konuda acil olarak bir açıklama yapmalarını ve bu katliamı durdurulmasını istiyor.Yalnız bu gidişe hala dur demeyenlere sesleniyor ve; ‘Ey koltuk! Ne tatlı şeysin ki oturup tadını alan bir daha bırakamıyor’ seni diyorum.
-Bir de Beykoz’daki o işletmenin sahibine soruyorum: ‘O işaretli ağacın altına masa koymasaydınız olmaz mıydı?’